Çocuğunuzun çölyak hastası olabileceğini hiç düşündünüz mü? Çölyak hastalığı günümüzde Avrupa ve ABD’de en sık rastlanan hastalıklardan birisidir. Bu açıdan, 2.5-15 yaş aralığındaki çocuklarda semptomlar daha sık görülmektedir. Ülkemizde ise her 110 çocuktan birisinde çölyak bulguları olduğu bilinmektedir. Çölyak hastalığı genetik yolla aktarılan bir hastalık olduğundan ebeveynlerden en az birisinin çölyaklı olması durumunda çocukta da çölyak görülme olasılığı %8 ile %20 oranındadır. Genetik bir hastalık olması nedeniyle bebeklik döneminde başlasa da semptomların belirginleşmesi ve fark edilmesi genellikle erişkin döneme kadar gecikebilir. Bu süre içerisinde gluten tüketiminin fazla olması daha sonralarda yaşanabilecek sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte, bebeklerde semptom olmadığı taktirde üç yaşına gelene kadar test yapılması önerilmemektedir.
BÜYÜME GERİLİĞİNE NEDEN OLUYOR
Çölyak hastalığı çocuklarda çok farklı belirtilere yol açabilmektedir. Bunlardan en yaygınları; yaşıtlarına kıyasla büyümede gerilik, uzun süren ishal, sık sık kusma, karın şişliği, kas ve kemik zayıflığı ve iştahsızlık şeklinde sıralanabilir. Çölyaklı genlere sahip bebek, biraz büyüyüp ek gıda takviyeleriyle gluten alımına başladığında bir süre sonra büyüme ve kilo alma hızı yavaşlamaya başlar ve git gide kilo kaybı belirginleşmeye başlar. Bu nedenle, çölyaklı çocukların yaşıtlarına göre büyümelerinde gerileme olabilmektedir. Büyüme geriliği en çok 2-7 yaş aralığındaki çocuklarda görülmektedir.
GLUTEN ÇOCUĞUNUZDAKİ DİĞER HASTALIKLARI DA TETİKLİYOR OLABİLİR
Gluten tüketimine bağlı olarak çölyak hastalarında bazı hastalık ve sendromların da tetiklendiği bilinmektedir fakat bu durumdan çocuklar daha çok etkilenebilmektedir. Çölyak hastalığıyla birlikte görülme riski daha çok artan hastalıklar çocukluk dönemi şeker hastalığı (Tip 1 diyabet), tiroit, osteoporoz, otizm, depresyon, ataksi, selektif IgA eksikliği, demir eksikliği gibi hastalıklardır. Çocuklarda bu hastalıkların görülmesini en aza indirgeyebilmek için gluten tüketimini durdurarak doktor kontrolünde ilerlemek gerekir.
ÇEŞİT ÇEŞİT ÇÖLYAK VAR
Çölyak hastalığının tek tip olduğu düşüncesi oldukça yaygın bir yanılgıdır. Farklı çeşitlerdeki çölyak hastalığının semptomları ve bu semptomların görülme yoğunluğu da değişmektedir. Böylelikle çocuklarda da çölyak, farklı çeşitlerde ve semptomlarda görülebilmektedir. Genellikle 6-24 aylık bebeklerde görülen Klasik Çölyak Hastalığı; demir ve D vitamini eksiklikleri, büyüme gerilikleri, kronik ishal ve halsizlik semptomlarını barındırır. Son yıllarda daha sık rastlanmaya başlayan Tipik Olmayan Çölyak Hastalığı genellikle 5-7 yaştan sonra ortaya çıkmakta ve çocuklarda boy kısalığı, ergenlikte gecikme, diş sorunları, karaciğer fonksiyonlarında bozukluk, kansızlık gibi belirtilerle kendini gösterebilmektedir. Bir diğer çölyak türü olan Atipik Çölyak Hastalığı sıklıkla huzursuz bağırsak sendromu ile karıştırılmaktadır. Bu durum da tanı konulmasını zorlaştırabilmektedir. 5 yaşın üzerindeki çocuklarda daha sık rastlanan atipik çölyakta semptomlar oldukça hafif hissedilir. Dişlerde zayıflama ve çürüme, sindirim sistemi sıkıntıları, ishal ve kabız şeklinde görülebilir. Bulunması en güç olan çölyak çeşidi ise Sessiz Çölyak hastalığıdır. Sessiz çölyak hastası çocuklar genellikle herhangi bir semptom göstermezler. Sessiz çölyak, aile bireylerinden birinde çölyak hastalığı bulunması sonucunda çocuğa da tedbir amaçlı yapılan test ve taramalar sonucunda bulunabilmektedir.
ÇAPRAZ BULAŞMAYA DİKKAT!
Tüm bunlara ek olarak, çölyak hastalığı tedavisi zor olan bir hastalık olarak nitelendirilebilir. Tedavisinin zor olmasının nedeni iyileşmek için belirli bir sürenin bulunamamasından, yani tedavinin ömür boyu sürmesinden kaynaklanmaktadır. Çölyak hastalığının tek tedavisi, ömür boyu gluteni hayatlarından tam anlamıyla çıkarmalarıdır. Bu durum, çocuklar için zor olabilecek bir süreç olmakla birlikte sadece besinlerdeki glutene değil çocukların kullanabilecekleri malzeme ve ürünlerdeki potansiyel gluten ihtimaline de dikkat edilmelidir. Çölyaklı çocukların ebeveynleri tarafından yapılan en büyük yanlış ise çapraz bulaşma ihtimalini göz ardı etmeleridir. Tahta kaşık/çatal kullanımından teflon tava ya da tencere kullanımına, hatta bulaşık makinesinde yıkanan biberonlarda bile çapraz bulaşma yoluyla glutene rastlanabilmektedir. Bu noktada, çölyak hastası çocukların ebeveynlerinin de en az onlar kadar dikkatli olmaları hayati önem taşımaktadır.
ANNE SÜTÜNÜN FAYDALARI
Çocukların, anne sütü haricinde ek gıda verilmemesi taktirde ilk altı ay anne sütü ile beslenmesinin pek çok yararının yanı sıra çölyak hastalığına da faydası bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarla birlikte anne sütünün içeriğinde eser miktarda da olsa bulunan gluten, çocuklarda çölyak hastalığına karşı bağışıklık oluşumunu sağlamaktadır. Bu nedenle, çocukların anne sütünü yeteri miktarda almaları daha sonradan oluşabilecek diğer hastalıklarla birlikte çölyak semptomlarını da engellemekte ve çölyak hastalığı ile mücadele etme konusunda en önemli kurtarıcılardan birisi olmaktadır. Anne sütüne ek olarak gluten içermeyen mamalar, glutensiz unlarla yapılan muhallebiler, sebze ve meyve püreleri çölyak hastalığı olan çocuklar için tercih edilebilir ek gıdalar olmaktadır.